Tapduk Emre,
kesin olmakla beraber 1200 ile 1300’lü yıllar arasında günümüzde Aksaray
olarak adlandırılan İç Anadolu bölgesinde yaşamıştır. Tapduk Emre, Hacı
Bektaş Veli, Mevlâna ile aynı çağda
yaşamıştır. Tapduk Emre ile ilgili bilgiler oldukça azdır. Hâlbuki
Tapduk Emre, Yunus Emre’nin hocasıdır. Yunus Emre gibi bir Ulu şahsiyeti yetiştirmiştir. Bu manada o, dergâh sahibi bir pir, rehber ve mürşittir. Büyük ihtimalle Yunus Emre
kadar gelişen olmasa da, o başka aydınlatıcılar, gönül erenleri yetiştirmiştir.
Tapduk
Emre, Hacı Bektaş Veli ile aynı çağda yaşamış ve o Ulu Hünkâr ile
ilişkiler geliştirmiştir. Hatta bazı kaynaklara göre Tapduk, Hacı
Bektaş’ın
halifesidir. Tapduk Emre hakkındaki en
önemli bilgi, Hacı Bektaş Veli’nin Vilayetname adlı kitabında
geçmektedir. Bu menkıbede anlatılan olaylar hem Tapduk Emre’nin hem de
Yunus Emre’nin
Aleviliğinin kanıtlarıdır. Bazı yanlış
bilgi sahipleri ile her şeyi kendilerine yontmak isteyen softalar, Yunus
Emre’nin dolayısıyla Tapduk Emre’nin Alevi olmadığını, onların Ehli
Sünnet dairesi içinde
olduklarını söylüyorlar. Bunların
bazıları bilgisizlikten bazıları ise art niyetlerinden dolayı
yapıyorlar. Şimdi Vilayetname’den aktaracağımız kısa özet gerçeği açıklıyor.
Rum
erenleri, Hacı Bektaş Veli’ye giderken Emre’ye “haydi sen de bizimle
gel”, dediler. Emre, çok güçlü bir erdi. “Dost divanında
erenlere nasip veren Hacı Bektaş adında
bir er görmedik”, dedi ve Hacı Bektaş’a gitmedi. Emre’nin sözünü
Hünkâr’a ilettiler. Hünkâr, Sulucakarahöyük’te Kadıncık Ana’nın evine
yerleşince, çeşitli bölgelerden gelen
muhipler, müritler ıhtırılmaya başlandı. Bu arada Hünkâr, Saru İsmail’i
gönderip Emre’yi çağırttı. Emre yanına gelince Hacı Bektaş, “siz, dost
divanında
erenlere nasip veren Hacı Bektaş adında
bir kimse görmedik demişsiniz, siz o nasip veren elin bir
nişanesi/işareti olduğunu da bilir misiniz?”, diye sordu. Emre, “o
divanda bir yeşil perde vardı, onun
ardından bir el çıktı, bize nasip verdi.
O elin avucunda güzel, yeşil bir ben vardı, şimdi bile görsem tanırım”,
dedi. Bunun üzerine Hacı Bektaş elini açtı. Emre, Hacı Bektaş’ın
avucunda o güzelim yeşil
beni görür görmez üç kez “taptuk Hünkârım”,
dedi.
Bundan sonrada adı, Taptuk Emre kaldı.
Emre başındaki tacı çıkarıp Hünkâr’a teslim etti. Hünkâr, tacını
tekbirleyip giydirdi. O da izin alıp makamına döndü.
Vilayetname’de geçen başka bir anlatımda da Hünkâr, Yunus Emre’yi Tapduk Emre’ye eğitim alması için gönderiyor.
Bilinmesi gereken: Tapduk Emre bir Anadolu erenidir. Ehlibeyt
öğretisiyle onlarca derviş yetiştirmiştir. Bunlar arasında ünü günümüze
kadar gelen ve düşünceleri ile bütün insanlığı kucaklayan Yunus Emre de
vardır.
Devamı..