Toplum hayatında semboller ve Zülfikar - (Alevilik Bilinci)
Istisnasiz her toplumun kendine has bazi sembolleri, o toplumun genel yapisina uyan isaretleri vardir. Ilkel kabile toplumlarindan günümüz devletlerine, totemlerden ulusal bayraklara kadar semboller varligini sürdürüyor. Sembollerin tarihi insanlik tarihi kadar eskidir dersek yanilmis olmayiz.
Sembollerin önemini günümüzde kimse yadsiyamaz. Çogu zaman sembollere yüklenen anlamlarin disinda algilamalara da sebep olsa sembollerin önemi varligini sürdürecektir. Bu baglamda Alevi toplumunun sembolleride daha bir anlam kazaniyor. “Utanç duyulan” bir inanç toplumundan kendini öz kimligiyle tanitan bir topluma geçis sürecinde Aleviligi animsatan sembollerin önemi kat kat artiyor. Hatta bu semboller öyle bir çekicilik arz ediyor ki Alevi inancina mensup olmayanlarda Aleviligi çagristiran, Alevi olanlarin sahiplendikleri sembolleri rahatlikla kullaniyorlar. Bu çekicilik beraberinde inancin özüne, olusum tarihine, kültürüne ve toplumsal yasayisa bir ilgiyi de getiriyor.
Zülfikar, Hz. Ali'nin ucu çatalli kilicinin adidir. Bu kiliç Hz. Ali'ye Hz. Muhammed tarafindan hediye edilmistir.
Zülfikar'in tarihsel islevi çok önemlidir. Bu tarihsel önemlilik kendisini günümüzde kolye biçiminde bir sembolle güncel hale getiriyor. Kolye olarak boyunlara asilan, yüzüklerin üstüne islenip parmaklara takilan ve daha benzer takilarin, esyalarin üstüne islenen Zülfikar adeta “Alevi olmanin” sembolü olmus durumdadir. Süphesiz her boynuna Zülfikar'i sembolize eden kolye asan kisi Alevi degildir. Ya da Alevi ise dahi Alevi inanç gerçekligini tam manasiyla kavramis degildir. Ancak genel yansima bu sekildedir.
Tarihten günümüze Alevilerin kullandiklari bir çok sembol olmasina ragmen Zülfikar sembolünü belirgin sekilde ön plana çikmasinin birden fazla nedeni vardir. Her seyden önce Zülfikar gerçek adaletin simgesidir. Tarihsel ve gerçek Zülfikar daima haklidan ve hakkaniyetten yana olmustur. Bu anlamda kolye biçimindeki temsili Zülfikar'da hakkaniyetin, dogrulugun, dürüstlügün, adaletin temsilcisidir. Baska bir deyimle, adalet ve hakkaniyet isteyenlerin sözcüsüdür.
Kimse Zülfikar'i salt bir savas araci olarak algilamasin. Ya da Zülfikar'i siddetin, kan dökücülügün sembolü olarak algilamasin. Tarihte de Zülfikar'in islevi adalet ve hakkaniyeti yerine getirmek ve haklidan yana olmak olmustur. Günümüzde de sembol olarak; adalet isteyenlerin sembolü olarak bu islevi yerine getiriyor. Zülfikar'i bir siddet araci Alevileride siddeti kutsayan bir toplum olarak lanse etmek gerçeklere aykiri bir durumdur. Gerçekte Zülfikar adaleti ve dogrulugu temsil ediyor, Alevilerde dogrularin takipçisi bir toplumdur. Istisnalar kaideyi burada da bozmaz. Genel manada dogrulugun, adaletin hakim oldugu, esitligin egemen oldugu, her türden haksizligin giderildigi (ya da minimum düzeye çekildigi) bir dünya özlemindedir Alevi toplumu. Zülfikar'i bu baglamda degerlendirmek, haksizliklara ugramis ve herkes için adaletin insani bir hak oldugunu benimseyen bir toplumun sembolü olarak kabul etmek gerekiyor.