SEYYİT HÜSEYİN GAZİ VE TÜRBESİ ÇEVRESİNDE OLUŞAN KÜLTÜREL DEĞERLER - (Alevi Önderi, Alevi Önderleri)
Insanligin yarattigi degerlerin basinda kültür gelir. Kütürel yaratimlar olmazsa insan yasaminin ve toplumlarin bir degeri de olmaz. Insani diger yaratiklardan ayiran en önemli unsur kültürdür. Insan emeginin ve düsüncesinin bulunmadigi yerlerde kültürden söz etmek imkansizdir. Kisiler ölür giderler, ancak arkasinda biraktigi degerlerle yeniden yasarlar, ölümsüzlesirler. Iste insani ölümsüzlestiren, yasami ve biraktigi degerlerin nesilden nesile geçmesi, toplumlari etkilemesi bu degerlerin yaratimindandir. Insan küçük bir deger yaratir. Yaratilan bu degeri toplum alip devlestirir, efsanelestirir, ilgili ilgisiz bir çok misyon yükler. 0 zaman kisinin yarattigi bu öz deger insanligin ortak degeri, ortak kültürü olur. Söz edecegimiz Hüseyin Gazi de bu ortak degerlerden bir tanesidir.
HÜSEYIN GAZI KIMDIR?
Hüseyin ve Battal Gazi adlari çogu kez birlikte anilir. Battal Gazinin adiyla birlikte anilan Hüseyin Gazi adi da satir aralarinda geçer. Halk tarafindan siirlestirilir. Devlestirilir, eren, evliyalastirilir. Ancak onun kimligiyle ilgili bilgi bulunmaz. Bilinenler ise efsanelesmis, abartilmis bilgilerdir. Tarihi kaynaklarda çok fazla yer atmaz. Ancak isimlendirilerek geçistirilir. Destan kahramani Battal Gazi’nin adinin geçtigi yerde babasi olarak anilir, onun ötesi bilinemez. Hüseyin ve Battal Gaziye ait bilinen bilgiler onlarin Arap oldugu yönündedir. Arap ve Emevi kaynaklari, Emeviler’in Anadolu fethinde görevlendirilmis bir Müslüman komutandir biçimindeki yorumuyla Hüseyin Gazi’nin üzerine yaratilan degerlere bakildiginda farkliklar ortaya çiktigi görülür. Ancak O’nu dogrudan dogruya bir Türk komutani biçiminde yansitan kaynaklar da mevcuttur.2 Hatta daha da ileri giderek onun bir Türk beyi oldugu noktasinda yaklasan arastirmacilar da vardir “Hüseyin Gazi, Abdul Melik Gazi, Battal Gazi’nin Türk olduklari Anadolu’ya bir uç beyi olarak geldikten kaydedilmektedir3
Hüseyin Gazi ile ilgili mevcut bilgiler hem yeterli degil, hem de Hüseyin Gazi’nin kimligini yansitacak düzeyde degildir. O’nunla ilgili bilgiler daha çok efsanelere dayanmaktadir. Battalnamelerde ise Seyyit Battal Gazi’nin babasi oldugu yönündedir. Jacob su bilgiyi vererek Hüseyin Gazi’nin kesin yerini belirliyor “Battal Gazi’nin babasi Hüseyin Gazi’dir. Hüseyin Gazi’nin mezari ise Angora (Ankara) Hüseyin Gazi Köyü’ndedir”4
Yine bir batili yazar Hasluck efsanelerden çikartarak su bilgileri aktariyor “Malatya seraskerinin kardesi olan Hüseyin Gazi’nin Angora’ya bir saldiri sirasinda basi kesilmis, Hüseyin Gazi kesik basini kentten 1,5 saat uzakliktaki daga koltugunun altinda tasimistir’5
Hüseyin Gazi ile ilgili elde bulunan bilgiler birbiriyle çelisiyor. Çelismeyen tek bilgi ise Türk destan kahramani Battal Gazi’nin babasi oldugu yönündeki birlikteliktir.
Anadolu halki tarafindan Hüseyin Gazi’ye yüklenen misyonla verilen tarihsel bilgiler tam bir çeliski içindedir. Hüseyin Gazi veya Battal Gazi Seyit üvaniyla nitelendiriliyor, ancak bu nitelemenin ardindan Emeviler adina savasan bir komutan ya da karaman olarak karsimiza konuluyor. Bunu anlamakta güçlük çekiyor insan. Seyyitlik bilindigi gibi Hz. Ali’nin ikinci oglu Imam Hüseyin’in soyundan gelenlere verilen ünvandir. Ehlibeyt ise Hz. Muhammed’iii kizindan olan yakinarina verilen addir. Yani Hz. Ali’nin çocuklari ve torunlaridir. Bunlar ise Emevilerle her zaman düsmanlik içidedir. Emevi hanedanligi Ehlibeyt’in yakaladigi bütün nesillerini katletmektedir. 0 nedenle de Hüseyin Gazi Malatya seraskerinin kardesi olamaz. Dolayisiyla de Anadolu’da yasadigi söylenen tarihte de bir yanlislik vardir. EmeviIerin yikilis tarihi 750 dir. 0 tarihten önce Hüseyin Gazi’nin Anadolu’da yasiyor olmasi, savasiyor olmasi mümkün görünmüyor.
Hüseyin Gazi olsa olsa dokuzuncu yüzyilin sonlari ile onuncu yüzyilin baslarind Anadolu’ya gelmis olabilir.
BIR TARIHSEL SAHSIYET OLARAK HÜSEYIN GAZI
Arap kaynaklari ya da ondan esinlenen Türk kaynaklarinin büyük bir bölümü Hüseyin Gazi’yi Emevi savasçisi göstermis olsa da bunu mantik olarak çözmek mümkün olmuyor. Hüseyin Gazi’nin Abbasi döneminde yasamis Oldugu tarihi bilgilerle çelismiyor. Çünkü Türklerin Müslüman oluslariyla, A rap olsun Türk ya da baska milletlerden guruplar olsun Abbasiler adina çalismislardir. Çünkü Ehlibeyt yanlilari, Ehlibeyt sülalesi Emeviden çok çekmistir. 0 nedenle de Hüseyin Gazi’nin Abbasiler’in ilk dönemlerinde onlar adina Anadolu’da savasmis olma olasiligi daha kuvvetlidir. Abbasiler’in ilk dönemlerinin disinda yani onlar da Ehlibeyt nesli ve taraftarlariyla barisik olmamislar. Emeviler’in yerini al mislardir. Eger Hüseyin Gazi adindan anlasildigi gibi seyyitse ki, durum onu gösteriyor, Abbasiler’in ilk dönemlerinde yasadigi ve Anadolu’da oldugu kesindir. Eger Arap’sa, ya da Türkse de durum pek degismiyor. Çünkü Abbasiler adina savasanlar daha çok Türkler’dir.
Hüseyin Gazinin Arap ya da Türk olmasi bir gerçegi degistirmiyor o gerçek de Hüseyin Gazi’nin bin yildir Anadolu topraklarinda Türk kültürü içinde yasiyor olmasidir. Hüseyin Gazi, Battal’in babasidir. Cafer, Battal’in önceki ünvanidir. Battaldan Abdulvahhap olarak bahsedilir. Roma döneminde savaslar Amoriom civarinda yapilmistir. Hergan kalesi Arap savaslari sirasinda Bizanslilar için tarihi bir deger tasiyordu. 838’deki savastan sonra bu kale Araplar tarafindan ele geçirildi6
Bu kale Akreonös denilen bölgede son yillarda ortaya çikarildi. Bahsedilen Arap türbelerine görüldügü kadar bu bölgelerin hiçbir yerinde rastlanilmamaktadir demektedir Hasluck. Arap yazarlari isim benzerliginden yola çikarak Amoryum’u Angora olarak tanimladilar7 Hüseyin Gazi türbesini yakin bir kasabaya yapmislardir. Oysa Romalilar Amoryum’u Hüseyin Gazi’nin ölüm yeri olarak göstermektedirler. Arap kaynaklari ile bati kaynaklarida birbirini yalanlar nitelik tasimaktadir.
Hüseyin Gazi’nin gömütünün Ankara’da olmasinda bütün kaynaklar birlesirken bazi kaynaklardaÇorum Alaca ilçesindeki makamini göstermektedir. Bu konuda Sir Charles burasini bir kilise olarak tanimlarken su bilgileri de aktarir. Alaca’daki Sahmaspur Tekkesi Bektasi yönetimi altinda yari harabe bir yerdir.(8) Yine bir batili yazar Hamilton ise bu yerin Selçuklutekkesi oldugunu (9) belirtir. Ayrica bu tekkenin Konya medresesi seklinde plaiilandigim da ifade eder. Alaca halkiiiin ifadesi ise burasiniii bir Yunan tapinagi oldugu yönündedir. Burada gömülü bulunan Seyyit Hüseyin Gazi ayni zamanda bir dervis olan Battal Gazi’nin babasidir. (10)
BEKTASILIK VE HÜSEYIN GAZI
Hüseyin Gazi Anadolu’da Bektasiler ve Aleviler tarafindan benimsenmis-Bektasi ozanlarinin siirlerinde Hüseyiii Gazi adindan söz edilir. 0 Alevi-Bektasi insaninin yüreginde, gönlünde yasadigi gibi bir yatir ve makamlarla da kutsanmaktadir. A. Yasa Ocak Haci Bektas Veli’nin Anadolu’ya geldiginde ilk is olarak Battal Gazi’nin Eskisehir’deki zaviyesine ugradigini ve her yil Alevi Bektasiler’iii düzenli olarak kurban bayramlarini burada geçirdiklerini kaydederler. (Il)
Büyük Türk gezgini Evliya Çelebi seyahatnemelerinde türbe ve dergahlari anlatirken Bektasi tekkelerinden ve islevlerinden de uzun uzun söz eder. Selçuklu diyarindan Danismentlerle çikip 476 tarihinde Rum (Ilkelerinden Karaman sehirlerini aldigi vakit burayi alip ve üzerlerine imaret ve diger seyler yaptirmislardir. Sonra Horasan’daii Haci Bektas Veli 70Oadamiyla Rum’a gelmek için Ahmet Yesevi hazretlerinden izin alinca gelip bu Seyyit Battal Gazi mevkiinde oturmustur. (12)
Haci Bektas Veli’nin Anadolu’ya gelisinde dogrudan dogruya Battal Gazi Türbesi çevresinde konaklamasi ve burasini sahiplenmesi, ardindan Hüseyin Gazi’niii sehit düstügü yeri bulup buraya bir türbe yaptirmasi da halk arasinda söylenegelen sözlerdir.
Bekta.siligin temel kaynagi Haci Bektas V eli Vilayetnamesi açik bir sekilde Battal Gazi zeviyesinin kendilerince kullanildigini, kutsandigini kutsal yer olarak anildigini belirt mektedir. (13) Haci Bektasa bagli bulunan Aiiadolu Alevileri’nden çesitli guruplarin burada cem törenleri yaptiklari, cemin ardindan diger tekkelere bilgi ulastirilip birlik saglanmasinin buradan yapildigi sanilmaktadir. Haci Bektas VeIi’iiin Seyyit Battal Gazi Zaviyesi ile siki baglantisidir. Belirtildigine göre Haci Bektas Veli, Haydarisiyle, Torlagi’yla, Isigiyla bütün Kalenderi zümreleri gibi Seyyit Battal Gazi’yi pir tanimakta ve her yil kurban (hacilar) bayramini müritleriyle birlikte onun zaviyesinde kutlamaktadir.(14)
Orta Anadolu Bektasileri’niri, yani Ankara civarinda yasayan Bektasiler’in Hüseyin Gazi türbesini kalabaliklar halinde ziyaret ettiklerini bildiren Evliya Çelebi, burada gördüklerini söyle anlatiyor “Hüseyin Gazi tekkesin in vakiflari çoktur. Senede bir kez burada cem yapilir. Kirk, elli bin adam toplanir. Ama Hiiseyin evladindan ve peygamber sülalesinden olan bu Hüseyin Gazi din ugruna sehit olmustur”. (15)
Su dizeler halk tarafindan Celali Isyancisi Çomar Bölükbasi adina yakilmistir. Bu siirde bile ulu bilinen kisilerin adlari anilmadan geçilmemektedir.
Ediyor erenler hakka niyazi
Yetis Hünkar Veli, Hüseyin Gazi
Yezit’in elinden birakma biz
Yitirdim heyimi kimden sorayim
Kanli yarasini nasil sorayim (16)
Alevi Bektasi ozanlarinin en büyüklerinden Pir Sultan Abdal bir siirinde Hüseyin Gazi’yi söyle aniyor:
Hüseyin Gazi Sultan binsin atina
Dayanilmaz çark-i felek zatina
Bizden selam söy len ev kiilfetine
Çikip ele karsi aglamasinlar (17)
Bir baska Bektasi ozanindan baska bir örnek;
Kalkti Malatya ‘dan sökün eyledi
Yetis Hüseyin Gazim, Seyyit Battalim
Atanin hayftni alayim dedi
Yetis Hüseyin Gazim, Battal Gazim (18)
Abdulbaki Gölpinarli Bektasi azizlerini sayarken söyle söylemektedir:
“Kizilbaslarin ziyaret yerleri Hz. Ali’nin yattigi Necef, Imam Hüseyinin yattigi Kerbela, Musa Kazim, Muhammed Taki’niii yattiklari Kazimiye, bunlardan baska Haci Bektas, Abdal Musa, Hüseyin Gazi, Battal Gazi vb. azizleri de ziyaret ederler” ~(I9)
Batili arastirmacilardan Hasluck, Hüseyin Gazi’nin Bektasi büyüklerinden oldugunu su sözlerle aktarmaktadir “Ankara’nin dogusunda Hüseyin Gazi Dagi üzerinde Bektasiler tarafindan savasçi bir veli olarak kabul edilen ve Arap soyundan gelen bir veli vardir”.(20)
Hüseyin Gazi’nin Arap ya da Türk olmasi Bektasiler açisindan bir sey degistirmiyor. Onlar kendi kültürlerinde yasatarak onu bir Türk gibi görmüs, kendi kültürleriyle bütünlestirmislerdir. 0 halde Hüseyin Gazi yasadigi kültürel degerlerin bir varligidir.
HÜSEYIN GAZININ TÜRBESI VE MAKAMLARI
Hüseyin Gazi adina bir çok yerde türbe ve makam vardir. Bunlardan en önemlisi Ankara Hüseyin Gazi Dagindaki tekkesi çevresinde bulunan yatiridir. Burada bulunan türbesi çevresinde 13. yy.da yaptirilan Bektasi tekkesi 1925 yilina kadar görevini sürdürmüs, bir Türk okulu olarak insanlarimiza hizmet vermistir. Alevi-Bektasi edebiyatinin yaratici ozanlarinin bu tür tekkelerdeyetistigi bilinen gerçeklerdir. Ankara’daki türbesiniii disinda önemli bir yatiri da Divrigi ilçesine hakim Igimbat adi verilen dagin zirvesine kuruludur. Taslarla örülü üç metre uzunlugundaki mezar ve türbesinin 1959 yilinda onarildigini yazan ve burasiyla ilgili Özen’in kitabindan ediniyoruz “Hüse yin Gazi savasarak.Divrigi’ye kadar gelir. Körküsü Köyü civarindaki korulukta kolundan ok yarasi alir, bakimsizliktan kolu göverir, (kangren olur) düser. Hüseyin Gazi’nin ok yarasi aldigi yer bugün adini Gazili ziyaret yeri olarak almistir. Ziyaret Körküsün Köyü korulugu içindedir. Hüseyin Gazi’ninbakimsizliktan kopan kolu da Kömek Köyü civarindadir. Bu ziyaretin adi da Gökkoludur. Her yil civar köylülerce bu iki adak yeri ziyaret edilir”. (20)
Hüseyin Gazi ile ilgili büyük bir makam da Çorum Alaca ilçesindedir. Burayla ilgili halkin ortaya koydugu bir söylence vardir. “Hüseyin Gazi sehit düsüiice oglu Battal Gazi Malatya’da bulunuyormus. Bagdat halifesi Abdulselam’dan babasinin yerini ister, o da daha babanin kani kurumadi. Onun öcünü al da öyle gel der. Bunun üzerine Seyyit Cafer Battal Gazi yola çikar. Çorum’a bir saatlik yerde Alaca kazasina Baliklar Havuzu denilen simdiki Hüseyin Gazi Tekkesi’ne misafir olur o vakitler burasi manastirmis.
Kesis’in adi da Sambaz Baba imis. Kesis der ben seni birine benzetiyorum, sen Hüseyin Gazi’nin oglusun. Seyit Battal’i içeri almis, yemek yemisler, Sonra kesis latasini çikartip bir kapi açar, orada yesil cübbe, yesil sarik ile, yesil örtülü kurandan bir asir okurlar. Bunun üzerine Sambaz Battal’i babasinin kanini almak üzere Ankara’ya gönderir. Battal dört gavurun basini keserek getirir. Sambaz birisin tanir. Iste babanin katili bu idi diye gösterir. Bu basi tekkenin esiginin önüne gömer ki, dünya durdukça çignensin. Bu tekkeye Hüseyin Gazi kolu yahut kulu denir.’. (21)
Söylencelerdeki savlar da Hüseyin Gazi’nin yasadigi dönemi göstermesi bakimindan önemlidir. Bu bilgiler ise bizim savimizi destekler niteliktedir.
Hüseyin Gazi’nin gerek yurt içinde gerekse yurt disinda bir çok makaminin oldugu biliniyor. Bu makamlari da bize sunu gösteriyor ki, Türk insaninin Hüseyin Gazi’ye sahip çikarak, onu kendi kültürlerinin bir parçasi saymalari Hüseyin Gazi’nin hangi irktan geldiginin pek de önemli olmadigini gösteriyor. 0 Türk insaninin geleneginde bütünlesmis birisi olarak ortaya çikiyor. 0 nedenle de Türk halki Hüseyin Gazi’yi bünyesine alarak O’nu hem Anadolulastirmis hem de Türklestirmistir.
Evliya Çelebi; Anadolu’yu gezerken ugradigi önemli yerlerden birisi de Ankara Hüseyin Gazi türbesidir. Evliya Çelebi, Hüseyin Gazi ile ilgili bize farkli bilgiler de sunmaktadir. Bu nedenle Hüseyin Gazi’nin bu kültürde bir kimligini daha görmüs olmaktayiz. “Hüseyin Gazi Engürü’nün kible tarafinda uzak bir yer olan Hüseyin Gazi Köyü’nde gömülüdür. Kendisi Rum harplerinde sehit olmustur. Kendisine asik olan kral kizinin mezari da malumdur” (22)
Hasluck ise Hüseyin Gazi’nin gerçek mezarinin Alaca’da oldugunu ileri sürmektedir. Yukaridaki söylencede de anlatilan Papaz Sahmaz bu bilgide de geçmektedir. “Shamas Battal tarafindan Islam yapilmis rahip olarak da anilmistir. Sahmaz’in adi Alaca’da kendi adiyla da korunmus, ancak bu tekkede Hüseyin Gazi’nin mezarinin oldugu bildiriliyor.”. (23)
Genç arastirmacilardan Yagmur Say Hasluck’dan farkli düsünerek sunlari söylüyor “Hasluck’in yargisina katilmak olanaksizdir. Bütün Battalnamelerde Hüseyin, Battal Gazi’nin babasi olarak geçer. ve mezari da Ankara Hüseyin Gazi dagindadir”. (24)
HÜSEYIN GAZI TÜRBESI
Hüseyin Gazi gerek tarihi kisiligiyle, gerekse biraktigi kültürel mirasla biii yildir Anadolu insaniyla yasamaktadir. Yigitligi, kahramanligi ve tarihsel sahsiyeti, kendisine yakistirilan eren, evliyaligi tarih aralarinda ve menkibelerde yasarken onun için yaratilan kültürel degerler her zaman Anadolu insaniyla birliktedir.
Hüseyin Gazi türbesi Ankara’da en yüksek tepenin koyugunda bulunmaktadir. 13. yy. da yapildigi anlasilan tekke binalarinin sadece yikik duvarlari günümüze kalmistir.
Köylülerin anlattigina göre burasi en kalabalik ziyaret yerlerinden birisi olarak varligini sürdürmüstü. Türbenin üstü kursun kaplama, duvarlari tarihi piriketlerle örtülüymüs, ancak günümüzde bütün bunlar yok olmus. Cumhuriyetin ilk yillarina kadar varligini sürdüren tekke binalarinin çesitli bölümleri hala yikintilarindan da belli olmaktadir.
Kocaman bir cemevinin kalintilari türbenin giris kapisinin hemen önünde durmaktadir. Bu bölmenin arkasinda bulunan kalintilarin, arastirmayi yapan Kültür Bakanligi mimarlarindan Kemal Soyer’in anlattigina göre mihmanevi, cem~evi, dedeevi, bakicilarin kaldiklari evler, dervis evleri, ahirlar, samanliklar mevcudiyetini yikintilariyla sürdürmektedir. Adi geçen mimarin söyledigine göre burada yapilacak bir çalismayla eski binalari yeni bir projelendirmeyle yeniden ortaya çikacaktir. (25)
Büyük Türk gezgini Evliya Çelebi Seyahatname’de bize burayla ilgili genis bilgiler sunarken, Hüseyin Gazi tekkesinin vakfiyeleri, zengin, gösterisli samdanlari ekim arazileri bulunmaktadir. Ayrica bu alanda 100 dervisin görev yaptigini anlatiyor.(26) Yüz dervisin görev yaptigi bir yerlesim biriminde buraya gelen ve burada yasanan kültürel degerleri kestirmek mümkündür. Yine türbede bulunan kirik bir kitabeden okunduguna göre burasi Yildirim Bayezid dnemide tamir görmüstür. Ancak yapilis tarihiyle ilgili kesin bir tarih bulunmamaktadir. 13. yy da yaptirilan bir Bektasi tekkesi oldugu ve iki kez kapatildigi bilinmektedir. Bu kapatilis tarihleri Bektasi tekkelerinin kapatilisina denk düsmektedir.
BUGÜNKÜ DURUMU VE ÇEVRESINDE OLUSAN KÜLTÜREL DEGERLER
Tarihi misyonunu 1925 yilinda noktalayan türbe ve tekke merkezi o tarihe kadar bir Türk okulu olarak islev yapmaktadir. Döneminde yasamis olan kisilerden edindigimiz bilgilere göre burasinin üstü kursun kubbe ile kapaliymis. 1940’larda köylüler tarafindan kursun kiibbeler sökülerek alinrnis, evlerin esyalari ve mallari yagmalanmistir. Önemli esyalarinin yakiflarin deposunda Oldugu söylenmektedir.(27)
1925 yilinda Tekke ve Zaviyeler yasasiyla türbenin kapatilmasi halki inançsal olarak çok fazla etkilememis, insanlar inançlarini yasamak sarp, yolsiiz daga at, esek sirtinda bile çikamayarak, yaya uzun bir yolciiluktan sonra ulasmayi göze almislardir. “At, esek bile zorliikla çikiyordu. Sii bulmak büyük sorundu. Bu kosullarda türbeye insanlar akin akin gider kurbanlarini kesip, dualarini yaparlardi(28) diyor 78 yasindaki Haci Ali Beyanli ile Mehmet Kos. Köylüler tarafindan yagmalanip, yikilan türbenin yapilisini adi geçen sahislar söyle anlatiyorlar “Kalabali zengin bir adam vardi. Haca gidecegi günden bir hafta evvel rüyasinda Hüseyiii Gazi’yi görüyor. Adam Hüseyin Gazi adini da, türbesini de bilmiyor. Ankaralilar’dan sordugunda Karapürçek Köyünün üstüiideki tepede türbesi bulundugunu söylüyorlar. Adam burasini buluyor. Harap halde görünce, katir ve eseklerle buraya kum, çimentoçektirerek türbenin üstünü yaptiriyor. Bugünki halinin yapilisi böyle olmustur.(29) Yapilis yilinin da 1965 tarihi oldugunu beyan ediyorlar. Yine 1960’larda bu alanda arastirmalar yapan Prof. Dr. Hikmet Tanyu ise su bilgileri veriyor “Halen Hüseyin Gazi Türbesi etrafi harap duvarlarla çevrili olup, çati kubbe gibi seyler kalmamistir. Alti metre kadar uzunlugundaki Hüseyin Gazi mezari bile yikik durumda.”
Yer yer mum yakilmis, pencere içinde mumlar bulunuyor. Kismen kapali türbenin sag tarafinda adarian iki adet mum duruyor. Para, bez, iplik baglanmis, adanmis süpürgeler var. Mezar üzerine para birakilmis, bezleri tasa baglayip koymuslar. Mezarin sag tarafindaki duvarda, mihrap gibi yerde dügme, boncuk, ufak tas parçalari, paralar, adaklar yapistirilmis. Paralarin degeri yüz paralik ve be.s kurusluktur. Duvarlara ziyaretçiler imza ve tarih kazimislar. Kurban da kesilmis, bu kadar çesitli adet yeri ve isaretine nadiren rastlamak mümkündür.30
KÜLTÜREL DEGERLER
Hüseyin Gazi türbesi çevresinde olusan kültürel degerlerden en basta geleni geleneklerin yüzyillardan bu yana hala yasatiliyor olmasidir. Halk inancina göre dergaha adanan kurbanlar, özellikle yoksullara dagitilmasina yöneliktir. Bu bir nevi dayanisma örnegidir. Kurban kesenler türbe yöneticileri, dedeler, yoksullari incitmemeye özen gösterirler. Sofraya birlikte oturulur, kurban birlikte yenilir. Bazi günlerde de etli as günleri düzenlenir ki, et yiyemeyen kimseler bundan yararlansin. Türbe yöneticileri bunu gelenek haline getirmislerdir. Buradaki asil amacin insanlarin birligi ve kardesliginin anlatilmasidir. Hatta çogu dervisler ve tekkenin postnisini tarlada isçilerle çalisarak insanlari üretime yöneltir. Kesilen kurbanlarin asil amaci insanlar arasindaki dayanismayi pekistirmeye ve toplumsal yasamaya yöneliktir.
Halk ozanlari ve gezgin dedeler buraya sik sik ugrarlar ve insanlarin bilinçlenmesini saglamak için birkaç gün kalir, sazli sözlü eglence Konuk Defteri toplantilari düzenlenirdi. Bu tekkedeki olu.san degerlerin Iç Anadolu’da ve çevresinde büyük bir fonksiyonu olmasi bakimindan önemlidir. Hüseyin Gazi tekkesi bölgenin merkezi tekkesi durumunu daima korumustur”31
BUGÜNKÜ DURUM
Halkin yogun ilgisi Hüseyin Gazi türbesine devam etmektedir. Halk buraya kurban kesip adak adamak amaciyla gelmektedir. Tarihi konumunu sordugumuzda pek bilgi alamamaktayiz. Ancak inanç ve adaklariyla ilgili bilgiler bulmak kolay olmaktadir. Genellikle kurbanlar kesilmekte. Horoz kesilip adak adanmaktadir. Hüseyin Gazi türbesinde bulunan tarihi degeri de olan adak yerleri söyledir. Türbenin karsisindaki dagin etrafindan üç kez dolanmak halk arasinda dilegin yerine getirilecegi inanci yaygindir. Mum yakilmakta, mezar basindaki türbe bahçesinde kucaklanarak, ya da sirta sürtülerek agrilarin geçecegine inaniliyor. Bir de d elikli tas vardir. Hüseyin Gazi’nin savaslarda gürz olarak kullanildigina inaniliyor. Gürz tasinin deliginden kafalarini içeri dogru sokulunca bas agrilarinin geçecegi düsünülmektedir. Türbe duvarina tas yapistiriliyor. Tas tutarsa dilek kabul edilmis oluyor. Yine agaçlara çaput baglamak adeti devam ediyor. Kutsal magradan su almak en önemli sifa olarak algilaniyor. Simdiki türbedar Cemal Mutluer Dededen zemzem suyu, ya da duali su isteniyor. Cöher en çok istenilen seylerin basinda geliyor. Cemal Dede türbedeki Hüseyin Gazi’nin mezarinin hemen yanibasinda bulunan temiz topraktan halkin cüher diye aldigini ifade ediyor. Türbe yöneticisi Cuma Kaman’da her geçen gün ziyaretçilerin arttigini, halkin buraya hizmet görmek istegi oldugunu, herkesin mutlaka barinak yeri, kurban kesiminden sonra yemek yeme yeri, cemevi, ibadethane, mescit gibi seylere ihtiyaçlari oldugunu söylüyo r.
Hüseyin Gazi türbesinde halkin gereksinimlerini karsilamak türbe ve çevresinde olusan kültürel ve tarihi degerlere sahip çikmak, tarihi misyonunu yasatmak amacina yönelik bir dernek bugün için burasinin yönetimini üstlenmistir.. Türbede çevrenin genel düzenini saglamak, gelenlere yol göstermek amaciyla bir yönetici, türbede ziyaretçilerin inanç ve ibadetlerini yapmada yardimci olmak ve onlarin sorularini yanitlamak amaciyla bir de Dede görev yapmaktadir. Dernegin amaçlari söyle siralanmaktadir.
Hüseyin Gazi Dernegi’nin amaci Anadolu toplumunun tarihsel degeri, büyük bir sahsiyet ve bir Anadolu ereni olan Seyyit Hüseyin Gazi’nin maddi ve manevi yasamini, insanliga kattigi kültürel degerleri arastirip, ortaya çikartip, tanitip, yaymak ve var olan külliyesini yaptirip yasatmaktir deniliyor.
Hüseyin Gazi kültürünün uzun yillar Anadolu’nun orta yerindeki dagin zirvesinde daha da yasayacagi gözleniyor.
Dipnotlar :
1 Taberi. Katip Çelebi (Cihannuina, 633) Hasluck, Bektasiligin Tetkiklcri. 1929.
2 Hüseyin Hüsamettin, Amasya Tarihi
3 isiiiail Göikein, 2. Malatya ve Çevresi Battal Gazi ve Halk Kültürü Sompozyuiiiu., Abdal Gaziye ait.
4 Jacob, 1912, s. 245.
5 Hasluck. 928.
6 F. W., Hasluck, M.A. Christianity and isiain Under the Sultans, VoI ii. Oxford 1929.
7 A.g.e., s.71 i-712.
8 Hamilton Asia Minor. s. 402.
9 I-I:j,iii)ivn Loc. Cit, S. 711 Dipii ot.
10 HoiniItoii Loc. Cit, s. 711 Dipiiot.
I1 A. Yasar Ocak, Kajeiidej.iler
12 SeyahatntiiIed~ii aktaran 1. Ali Sarai, Seyyit Battal Gazi Bildiri le ii, s. 9 Sarar ya
13 A. Yasar Ocak Kalendei.iI~i.
14 A.Yasar Ocak Kuleiideriler, v. 207.
15 Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Cilt: 1,2, s. 7>0, Üçdal Nesriyat.
16 Ali Haydar Avci, Çomar Bölükbasi adli inakalesi, Beiham Dergiyi.
17 Pir Sultan Abdal, Yasami-Siirleri, Ali Yildirim, Ayyildiz Yayinlari.
19 Abdulbaki Gölpiiiarli, Kizilbas Maddesi, Islaiii Ansiklopedisi.
20 Battal Gazi ve Malatya Çevresi Halk Kültürü Sempozyumu. Hüseyin Gazi baslikli bildiri.
21 Hikmet Taiiyu, Ankara ve Çevresinde Adak ve Adak Yerleri, s. 180.
22 Ismail Ali Sarar, Seyyit Battal Gazi Bildirileri. s. 9
23 Hasluck, 1928, s. 96.
24Yagmur Say, Alevilik Arastirmalari, Seyyit Battal Gazi, s. 45.
25 Koii u Ke nal Soyer tarafiiidaii an lati 1 iiiistir. Kül tür BakanI igiiida mi itar olarak uzun yil lar çalismis bulunan Soyei, buradaki yapilaiiinayi Bakanlik adina takip edip aslina uygun bir sekilde ya. pilinasiiii saglaiiiistii.
0 Hikiiiet T:inyii, Aiik:ira ve Çevresinde Adak ve Adak Yerleri, Hüseyiii Gazi BölUinLi.
26 Evliy~i Çelebi, Seyahaiiiaiue, 1 ve 2. cilt, s. 710, Uçdal Nesriyat.
27 Mehmet Kas. Karapürçek köytinden. 76 yasinda.
28 Haci Ali Beyanli, Karapiirçekli, 17 yil ttiibedarlik yapmistir. 78 yasinda.
29 Adi geçen kisilerin beyan lari.
3 1 G ü lagÖz, Brosür, Anadol iiya Isik Saçan Eren H üseyiii Gazi Seyyit adli brosür.
Gülağ Öz
birazda video olsa daha iyi olur