Kazak Abdal - (Alevi Önderi, Alevi Önderleri)
Kazak Abdal’ın doğum tarihi ve doğum yeri hakkında çeşitli bilgiler var. Bunlar içinde en çok bilineni, Romanyalı olduğu ve 17. yüzyılda yaşadığıdır. Kazak Abdal, bir çok düşündürücü olayı hiciv yöntemiyle dile getirmiştir. Günümüzde dahi Kazak Abdal’ın şiirleri güncelliğini ve önemini korumaktadır.
İşte bir örnek:
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda adam beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermek için kesan beğenmez.
Kazak Abdal ile ilgili Bektaşi Aleviler arasında çok yaygın olan bir söylencesi var. Bu söylence şöyledir: “Rus çarının kızı bir çocuk doğurur. Fakat bu çocuk annesinden süt emmez. Bu duruma ne hekimler ne de papazlar çare bulamazlar. Sonunda Deliorman dergâhından, Rusya’dan tuz parası almak üzere gelen Demir Baba’ya; ‘sen keramet sahibi bir azizsin. Bu çocuğu tutulduğu hastalıktan kurtar’ diye yalvarırlar. Demir Baba da; ‘bu çocuğun süt emmesini sağlar isem, tekkeme nezreder (adamak) misiniz?’ der. Kabûl ederler. Demir Baba çocuğa, ‘em’ der. Çocuk anasının memesini emer. Delikanlılık çağına gelince, Demir Baba dergâhına gönderirler. Böylece Demir Baba çocuğu evlat edinir. Adını Ahmet olarak koyar. Bu çocuk daha sonraları Balım Sultan’a giderek, el alır ve adı da Kazak Abdal olur.” Söylence böyle.
Kazak Abdal’ın bürokratik yapıları, batıl inançları, insanın yaşamını anlamsızlaştıran gelenekleri eleştiren şiirleri günümüzde de meşhurdur.
Eşeği saldım çayıra
Otlayıp karnın doyura
Gördüğü düşü hayıra
Yoranın da ...
Alaycı tutumu, güldürücü diliyle gericilere, kendisini bilgin sanan cahillere şiirlerinde cevap verir. Onların saçmalıklarını sergiler.
Kazak Abdal, yola, yolun ulularına, Hacı Bektaş Veli’ye candan bağlıdır.